29 Ağustos 2015 Cumartesi

28 Ağustos 2015 - DİHA Röportajı - "İzmirli Vicdani Retçiler: Saray İçin Ölmeyeceğim, Öldürmeyeceğim"

İZMİR (DİHA) - İzmirli vicdani retçiler, zorunlu askerlik yapanların kurşun sıkmayarak barışın birer kahramanı olmasını isteyerek, "Ben AKP için, IŞİD için, saray için ölmeyeceğim ve öldürmeyeceğim" çağrısında bulundu. Vicdani retçiler, gönüllü askere gitmek isteyenlerin sayısını açıklayan Genelkurmay Başkanlığı'nın "Şu an kaçak durumda olan, askerden firar edenlerin sayısını da" açıklamasını istedi.

Yeniden alevlenen çatışmalar, ölen asker cenazelerindeki tartışmalar zorunlu askerlik konusunu gündeme getirdi. Vicdani Ret Derneği, "Savaşa karşı bir ses, şimdi vicdani ret zamanı" sloganıyla, zorunlu askerlik yapmaya maruz kalan gençlere, "Savaşın insan malzemesini kurutmak için askere gitmeyin" çağrısı yapmıştı. Bu çağrıya toplumsal barış için kulak verilmesini isteyen İzmirli Vicdani retçiler, zorunlu askerde olanların kurşun sıkmayarak barışın birer kahramanı olması gerektiğini belirtti.

'Vicdani ret zamanı'

Konuyla ilgili DİHA'ya konuşan vicdani retçi Bora Şahinkaya, AKP'nin seçimlerde olası bir yenilgiyi önceden hesaplayarak yaşanan çatışmalı süreci önceden planladığını ve seçimden sonra alınan yenilgiyle ulus devlet milliyetçiliği stratejisini hayata geçirdiğini söyledi.

"Her gün, haberlerde okunan savaş haberlerine bakıldığında ulus devletin zorunlu askeri olmaya neden karşı çıktığımız anlaşılacaktır" diyen Şahinkaya, yaşananlara bir kez derinlikli ve vicdani bakıldığında "İşte bunun için vicdani reddimi açıklıyorum" diyebileceğimiz günlerde olduğumuza dikkat çekti.

'Kurşun sıkmayı reddedin'

Zorunlu askerlerin mümkün olan en kısa sürede "Ben AKP için, IŞİD için, saray için ölmeyeceğim ve öldürmeyeceğim" deme bilincine ulaşması gerektiğine dikkat çeken Şahinkaya, "Böyle bir itaatsizliğin nasıl yapılabileceği konusunda Vicdani Ret Derneği ile iletişime geçip fikir alışverişi yapabilirler. Sonra bir miktar cesaret ve stratejik bir planla askerden kaçıp, kurşun sıkmayı reddedip barışın kahramanlarından biri olabilirler" dedi. 'Kimin ne derdi varsa, buyursun'

Şahinkaya, AKP'nin kirli savaşının bilincine varılması ve bir barış bloğunun yükselmesiyle ulus devlet milliyetçiliğinin, ırkçılığın, kapitalizmin, homofobinin ve ataerkilliğin de sorgulanacağını belirtti. Şahinkaya, "AKP iktidarının, hazır Cumhuriyet tarihinin ideolojisini de kullanarak silahlarını bize doğrultup, ateşlemeye başladığı bugünlerde; insanları barışa örgütlemeli, umuda örgütlemeli, özgürlüğüne örgütlemeli, bu yönde üretimler ve çalışmalar yapılması gereklidir. Kimin ne derdi varsa; bırakalım da o sebeple muktedire karşı yanımızda mücadele etmeye katılsın, gerisini yolda konuşuruz, gerisini biber gazlarının içinde birbirimizin gözüne süt sıkarken konuşuruz" diyerek her kesimi toplumsal barış için ortak mücadeleye çağırdı.

Tutar: Ölüm vatan için değil, iktidar için

Bir diğer vicdani retçi Utku Tutar ise, bir ülkenin ordusunda asker olduğun zaman birey kavramının yok olduğunu ifade ederek, orduda kişiye emirler verildiğini ve emirlerin sorgulanmadığını söyledi. Ordu'da insanlara "Yap, et, öldür" komutlarının verildiğinin altını çizen Tutar, birey bu emirleri sorgulama lüksü olmadan öldürmeye zorunlu bırakıldığını söyledi. Zorunlu askerlerin neden askerde olduklarını bilmediklerini belirten Tutar, "askere gidenler özgürlük ve ya vatan savunması için öldürmüyor, daha çok ulus devleti, iktidarı ve sermayeyi güçlendirmek için savaşıyor ve öldürüyor" dedi.

'Genelkurmay kaçakları da açıklasın'

Genelkurmay Başkanlığı'nın sivilleri askere çağıran açıklamalarına da tepki gösteren Tutar, bu söylemlerin sadece milliyetçi duyguları kabartmak için geliştirildiğinin altını çizerek, "Şu an kaçak durumda olan, askerden firar eden, askerde iken intihar eden ve vicdani ret için başvuranların sayısını da açıklasınlar" dedi.

Zorunlu askerlik yapanların silahlarını bırakarak yaşama dönme çağrısı yapan Tutar, barışın ancak böyle sağlanacağını söyledi.

(sç/avt)