16 Temmuz 2024 Salı

BİR İZ / Gökçe Bahar Oytun

Dudağımın üzerindeki çizgi, doğuştan o bölgenin açık olması sebebiyle atılan dikişin izi. Yani dikiş izim, yara değil. Yara izine döndüğü çokça zaman oldu; ‘genel anlamda kabul edilen’ güzellik algısına yaraşmayan, bu nedenle de ‘tuhaf, kabullenmesi zor, rötuşlanması lazım’ bir şeydi. Bu algının çoğunluk tarafından kabul edilmesi zaman içerisinde benim de söylenenleri kabul etmeme ve ‘defo’ olduğuna inanmama sebep verdi. İlk tepki çocukluğumda gelmişti; ilkokulda benim yaşlarımda tanımadığım bir çocuk okul çıkışında arkamdan “Maymuuun, maymuna benziyooor bakın!” demişti, diğer günlerde de devam etmişti arkamdan bu şekilde bağırmaya. Çocuk acımasızlığı, çocukken başa çıkamadığım bir şeydi. O zamana kadar hiç kendimde bir farklılık olduğunu hissetmemiştim. O acımasız çocuk yıllar içinde büyüdü, pek çok kez şekil değiştirdi ve çoğaldı. Vesikalık çekilmem gerektiğinde “Aman diyim dikiş izimi silmeyin, bana benzemiyor sonra” dememe rağmen rötuşlanan izim için iki kez ameliyat oldum. Ameliyat sonrası “Olmamış, düzelmemiş ama halâ” dedi beni seven ve sevdiğim büyüklerimden biri. “Senin güzelliğini değil, aklını seviyorum çünkü o kadar güzel değilsin, biliyorsun değil mi?” demişti eski sevgililerimden biri. Çoğu zaman varlığını unuttuğum, aklıma bile gelmeyen dudağımın üzerindeki iz, ne çok yorum ne çok eleştiri aldı yıllaaar içinde! Beni öpmek isteyen ama korkan, dikiş izime denk getirmemek için taklalar atan sevgililerim oldu, bu hem komik hem de üzücüydü. Pek tahmin etmezsiniz ama dikiş izimin ve benim övgü aldığımız garip anlar da oldu. Garipti çünkü varlığını unuttuğum ve konu ile alakası olmayan zamanlarda ‘dudağımın üzerindeki yara izine rağmen’ güzel bir kız-kadın olduğum söylendi yine beni seven, benim de sevdiğim birileri tarafından. Birçok yorum ve olay sonrasında, sonunda(!) kendime olan güvenimi etkileyen, fotoğraflarda fotojenik hissetmememe sebep olan bir “yara izi”ne dönmüştü; en fenası da kabul edilmeme hissi oldu galiba. Bu çizimde çellomu kucakladığım gibi; tüm izleri ve yarattıklarını kucaklıyorum.

Gökçe Bahar Oytun
2024


***


(Gökçe'nin yazıdan önce, çizimden bahsettiği ön notu -BŞ)

Sanırım hayattaki olaylar bütününün genelinde de olduğu gibi; görünen ‘bir izin’ ardında oluşan ‘pek çok iz’ var. Sizi bilmem ama ben bu çizimde; coşku dolu, müziğe ve hayata samimiyet ve sevgiyle bağlı, mutlu bir Gökçe görüyorum. Teşekkürler Bora! Maskelenmeden, rötuşsuz halde resmedildiğimi görmek beni çok mutlu ediyor.


Bu çizim pek değerli arkadaşım sevgili Bora Şahinkara’ya ait. Geçtiğimiz sezon “Harika bir repertuar ile müthiş bir konser olacak, kaçırmamalısın!” diyerek heyecanla konserimize davet etmiştim Bora’yı. Sağ olsun davetlerimi kırmaz ve geldiği her konser sonrasında muhakkak kendinde oluşan etkiyi heyecanla dile getirir, yazıya döker. Bu sefer de sahnedeki halimi zihninden hatırladığı şekliyle çizivermiş; hem de kafamdaki kelebekli tokamdan, dudağımın üzerindeki ize kadar tüm detaylarıyla! Bazı izlerden bahsetmek geldi içimden, yorumlar kısmına ekledim.

Gökçe Bahar Oytun, 15.07.2024