Vicdani retçi, kil işlerinden para kazanan, tiyatro gönüllüsü kapkara uzun saçlı, uzun tırnaklı, garip sakallı Bora Şahinkara'yı tanıyor musunuz? Tanıyın şaşıracaksınız!
Hayalperest bir çocuğum ben
Kapkara uzun saçlı genç çocuk, kapkara uzun sakallı genç çocuk, kapkara boyanmış uzun tırnaklı çocuk başını önüne eğmiş plastik bir kabın içindeki kil hamurunu yoğuruyordu.
Kafasından Metallica'nın Death Magnetic müziğinin melodisi geçiyordu.
Kollarıyla parmaklarıyla yoğurdukça yoğurdu kırmızı renkli kil topağını
Kıvamına gelip gelmediğine baktı şöyle bir
Hani derler ya kulak memesi yumuşaklığına ulaştı mı diye
Bir süre sonra baktı ki kil istediği sertliğe ulaşmıştı
Metallicanın Death Magnetic de o müthiş bateri solosuyla son bulmuştu
O kapkara uzun saçlı, kapkara sakallı genç ne mi yapıyordu? Kil işleri yapıyordu
Hayalperestti kendince
Durur düşünürdü
Düşünürdü
Bakın ne yazmış hayalperest Bora Şahinkara
Ne zaman görsem
gözlerime bakıp
ellerimi tutarak
"Sonsuza dek" diyen birini
O vakit
bir süperkahraman olmak isterim
süpergücü uçmak değil de
sarılabilmek olan
gözlerinin kahverengiliğine
O kapkara uzun saçlı genç çocuk bir kenara oturup şiir de yazıyordu içinden geldiği gibi sevgi için
Uzun kapkara tırnaklı, uzun kapkara sakallı genç çocuk Yenikapı Tiyatrosunda sahneye de çıkıyordu. Ruhunu, iki kalasla anlatılan dekorlara döküyordu
O temiz yüzlü, güleç bakışlı, içinin temizliğini yansıtan aurasıyla, cin gibi izleyici gözleriyle Bora Şahinkarayı ilk defa bu yıl Özderedeki Rock-a Festivalinde tanımıştım
Bir çam ağacının altına kurduğu minicik tezgâhında Kil işleri satıyordu. Kil işleri onun yaptığı işin markasıydı
Dedim ya o plastik kabın içinde kili yoğuran genç işte bu Bora Şahinkaraydı
O yoğurduğu kil topağı onun gelir kaynağıydı
Kilden kolyeler, küpeler, kül tablaları falan yapıp satıyordu
Hepsi de Metellica içerikliydi
Hepsinin üzerinde Matellica sembolleri vardı
Underground kafası yalana dolana çalışmıyordu Boranın. İnsanların birbirini kandırmasına şaşıyordu
Onun anlayışına göre beyaz veya kara, sarı yalan olmazdı
Yalan insanlığı öldürürdü. Bakın Moröküz adlı bloğunda yalan üzerinde neler yazmış Bora Şahinkara
Ben ileride çocuğumun büyüyeceği evde çıplak tablolar asarsam çocuğun gözünün önünde sürekli insan bedenleri olacağı için ona beden masa, sandalye gibi sıradan bir şey olarak görünecektir. İnsan bedenlerini tanımak isteyeceği yaşa geldiğinde, bunu benden gizli yapmayacaktır. Çünkü zaten bunun normal bir şeyler olduğunu düşünecektir. Cinselliği yaşamak istediği yaşa gelince de ne bana Baba ben bu gece şu arkadaşımda kalacağım gibi iğrenç yalanlar söyleyecektir, ne de birilerini aldatmak gibi iğrenç oyunlar peşine düşecektir
Bence süpersin Bora
1988de, Konyada doğan Bora, Seyit Şanlı Anadolu Teknik Lisesinde, elektronik bölümünde dört sezon okuyup, diplomayı henüz alamamış. Şu anda ne yapsın? Açık öğretim ile sorumluluk derslerini verip Güzel Sanatlar Fakültesine girmeyi planlıyor
Yüksek öğrenim görse de onun kafasında askerlik diye bir kurt vardı
Takmıştı bir kere yapmayacaktı o işi
Boranın aklı fikri askerlikteydi. Kendini Vicdani retçi olarak nitelendiriyordu
Dünyadaki kendi kafasındaki gençleri, düşünürleri örnek alıyordu. Bakın Boranın kendine düstur edindiği metin şöyle. Bu öyle sıradan birinin söylediği sözler değil, tamamen Albert Einsteinin sözleri
Eğer bir adam, marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa o değersiz bir yaratıktır. Kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde, her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir.
Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl da nefret ediyorum. Ben savaşı öylesine tiksinti verici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendi kendimi parçalayıp yok ederim daha iyi
Benim anlayışıma göre, sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir
Albert EİNSTEİN
İşte bu satırlar Bora Şahinkaranın yolunu anlatıyor
Ne olursa olsun askere gitmeyeceğim, silah tutmak bana yılan tutmak gibi geliyor, insan öldürmenin hiçbir özrü yoktur
Düşman dediğimiz de insandır diyor
Vicdani retçi Bora Kil işlerinin yanında tiyatroyu kendine meslek edinmiş. Yenikapı Tiyatrosunun kadrosunda gece gündüz tiyatro için çalışıyor
Orçun Masatçı abisinin elinden tutmuş, ona inanmış, onun her dediğinin tiyatroya bir katkı olarak kabul ediyor
Alsancaktaki Yenikapı Tiyatrosunun yerinin ikinci evi olduğunu söylüyor
Ağustosta Seferihisarda Orçun Masatçının öncülük yaptığı, Belediyenin desteklediği 4. Türkiye Tiyatro Buluşmasına katılmış
Gerçi bir hafta boyunca çadırda kalmışlar, temizlik ve tuvalet açısından zor günler geçirmişler ama tiyatro aşkıyla bütün çektikleri ona pamuk yataktan daha rahat gelmiş
Ne söyleşiler izlemiş, kurslar görmüş deneyimler edinmiş, kimlerle tanışmış kimlerle
Tiyatro ufku açılmış. Şimdi bir yıl sonraki buluşmayı iple çekiyor
Yenikapı Tiyatrosu bugünlerde gümbür gümbür İsyanı oynuyor
Yine bir başkaldırı var sahnede
İsyan turnelerde günler öncesinden biletleri tükenen bir oyun
İnsanlar İsyanı seyretmek için torpil bile arıyorlarmış. İsyanda Angola halkının Portekize karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesi, ABD politikalarının bir halkı ve onu yönetenleri ne duruma getirdiği anlatıyor
Bizim uzun kara saçlı genç Bora bu oyunda yok ama var gücüyle Yenikapı Tiyatrosunun Ocak ayında sahneleyeceği Asiye nasıl kurtulur? adlı klasik oyunda yer alacak
Daha önce Hüznün coşkusu oyununda rol almış bizim Bora
Hüznün coşkusu da tam Yenikapı Tiyatrosunun anlayışına uygun bir oyun
Oyun, Ankaranın Altındağ İlçesinde, gecekondulardan oluşan bir mahallede, köyden kente göç edenlerin yaşadığı sıkıntıları, işsizliği ve eğitimsizliği anlatıyor. Hüznün coşkusunda Bora Şahinkara oyuna hem hüzün vermiş hem de coşku
Onun başarılarını hep alkışlayacağız inşallah
Moröküzde okuduğum ve de bayıldığım Boranın şu sözleriyle bitirelim Hayalperest çocuğun hikâyesini
Yemeyeceğin bir hayvanı
öldürmekti
senin bana karşı olan zaferin
ve "cinayet" denirdi
bunun adına
iç ülkemin duyarlı topraklarında
Geçtiğimiz yaz Özderedeki Rock-a Festivalinde Bora ile beraberiz. O, yine Kil işlerinin başında
Bora, önünde Yenikapı Tiyatrosu yazılı bir tshirt giymiş, bende de Festivalin amblemi olan bir tshirt var. Bora Şahinkara, tüm sevecenliğiyle Metallica yazılı kilden yapılmış kolye, küpe, boncuk gibi objelerini satıyor bir ağacın altında
O gün orada tanışmıştık Bora'yla.
***Tufan AKSOY
Yenigün Gazetesi
06.12.2010
Orijinal linki: http://www.gazeteyenigun.com.tr/koseyazilari/18762/kultur-tufani
Yenigün Gazetesi
06.12.2010
Orijinal linki: http://www.gazeteyenigun.com.tr/koseyazilari/18762/kultur-tufani
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder